1. KAYSERİ’DE GEZİLECEK YERLER
Talas, şehir merkezine 15 dakika mesafede Kayseri’nin tarih kokan ilçelerinden birisi. Ali Dağı’nın eteklerinde medeniyetlerin buluştuğu mistik bir ilçe olan Talas, ziyaretçilerine adeta kültür mozaiği sunuyor. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminden izler taşıyan Eski Talas, taş işçiliğinde usta olan Ermenilerin, taş cami ve kiliseden devşirme camilerin yoğun olduğu, çoğunun tatlı cafelere dönüştürüldüğü film seti gibi bir yer. Her mevsim görsel şölen yaratan Eski Talas’ta gün batımında arnavut kaldırımlı sokaklarında dolaşırken fonda kafelerden nostaljik şarkılar size eşlik edecek. Kafeler öyle sıradan masa, sandalyelerden oluşmuyor. Sedirler, ahşap tabureler, ateş etrafına konumlandırılmış yer minderlerinin olduğu salaş ortamlar, yazın dalından koparıp yiyebileceğiniz meyve bahçelerinin içinde sıcak ortamlar sunuyor. Bir akşam üstü kahvesi için ya da keyifli bir akşam geçirmek için bir yer arıyorsanız rotanızı Eski Talas’a çevirebilirsiniz.
Asıl adı Diyamandi olan Yaman Dede, 1887 yılında Talas ilçesinde tüccar Rum bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Yaman Dede çocukluğunu burada geçirir ve ilköğretim okuluna Kastamonu'da başlar. Mevlevi şeyhi Kayserili Ahmet Remzi Dede'den mesnevi dersleri alır ve Müslüman olur. Kayseri halkı Yaman Dede’yi çok sever. Yaman Dede öldükten sonra anısına, Selçuklu mimarisinden esinlenilen konağı restore edilerek kültür evine çevrilir.
Yaman Dede Konağı’nın içindeki odalarda, Talas hanesine ait günlük yaşamından kesitler, cansız mankenlerle canlandırılmıştır. Konağın ziyaret saatleri 10.00-17.00 olmakla birlikte ziyaret için ücret istenmiyor. Eski Talas’ı turladıktan sonra Yaman Dede Konağı’nı ziyaret edebilirsiniz.
ALİ DAĞI SARNIÇLI YERALTI ŞEHRİ
Kayseri’nin Talas İlçesi’nde bulunan Ali Dağı’nın derinliklerinde Bizans dönemine ait sarnıçlı yer altı şehri, 1300 yıl önce yaşam alanı oluşturmak için volkanik kayalar oyularak yapılmıştır. Yer altı şehrinden içeri girdiğinizde sizi şırahane, mutfak, güvercinlikler ve şapeller karşılıyor. Ali Dağı’nın derinliklerine inşa edilen bu şehir aynı zamanda geçitler ve tünellerle dolu. Herhangi bir savaş anında düşmanın içeri teker teker girmesini sağlamak için tüneller oldukça dar ve tek kişilik. 200 metre tünelden içeri girdiğiniz anda arkanızdan tek sıra halinde ziyaretçiler olacağı için geri çıkma imkânı yok. Bu nedenle klostrofobisi olan kişiler için uygun bir gezinti olmayabilir.200 metrelik tünellerden eğile eğile geçip sonuna vardığınızda sizi karşılayan doğal kaynak suyu yer altı şehrinin ‘sarnıç’ isminin nerden geldiğini açıklıyor.
Ali Dağı Sarnıçlı Yer Altı Şehri’ni 5tl gibi uygun fiyata ziyaret edebiliyorsunuz. Üstelik bu fiyata rehber hizmeti de dahil.
Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=kKcT-g-c144
KAYSERİ MERKEZ KÜLTÜR YOLU
Kayseri’nin merkezinde bulunan tarihi yapılara rehbere ihtiyaç duymadan Kayseri Merkez Kültür Yolu’nu izleyerek gezebilirsiniz. Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne ait bu dahiyane kültür projesi ile Kayseri Cumhuriyet Meydanı ve çevresini gezebiliyorsunuz. Dünyanın en önemli kültür varlıklarından birisi olan Gevher Nesibe tıp kompleksinden başlayan Kültür Yolu, Cumhuriyet Meydanı’ndan geçip Yoğunburç’a oradan da Kayseri Mahallesi’ne ulaşmaktadır. Bu güzergâh üzerinde Roma’dan Cumhuriyet’e kadar uzanan beş medeniyete ait hatıraları görmeniz mümkün. Kayseri Merkez Kültür Yolu hatlara ayrılıyor. En önemli yerler sarı ile, kırmızı hat çarşı turuna, mavi hat ise müzelere götürüyor. Bu hatlar Cumhuriyet Meydanı kaldırımlarında sarı alanlarla işaretlenmiştir. Kaldırımlardaki bu küçük yolu takip ediyor olmanız da ayrı bir keyif veriyor.
Bu muhteşem Kayseri Merkez Kültür Yolu’nun haritasını Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin web sitesinden pdf olarak ulaşabiliyorsunuz:
Kaynak: https://www.kayseri.bel.tr/uploads/kesfet/kultur-yolu/kultur_yolu_tr.pdf
Kaynak : https://www.kayseri.bel.tr/kesfet-listeleme/kultur-yolu
GEVHER NESİBE MEDRESESİ SELÇUKLU UYGARLIĞI MÜZESİ
“Çifte Medrese” olarak da tanınan Gevher Nesibe Darüşşifası ve Gıyasiye Medresesi, Selçuklu hükümdarlarından II. Kılıçarslan’ın kızı, Gevher Nesibe Sultan’ın aşık olduğu başkomutanın şehit haberini aldıktan sonra amansız hastalığa düşmesinin ardından vasiyeti üzerine yapılmıştır. Gevher Nesibe Sultan, vefat etmeden önce Şifahanede kendisi gibi amansız hastalığa yakalanan kişilerin para almadan tedavi edilmesini talep eder. Vefatından sonra şifahane tamamlanır ve Gevher Nesibe Sultan’ın mezarı Medreseye nakledilir. Sade mimarisiyle dikkat çeken külliye, Anadolu’nun ilk uygulamalı tıp medresesi olarak tarihte yerini alır.
Gevher Nesibe Medresesi Selçuklu Uygarlığı Müzesi, daha önce bahsettiğimiz Kültür Yolu’ndaki yapılardan biri. İçeri girdiğinizde sizi iki farklı bölüm karşılayacak. Bir bölümde Selçuklu Medeniyeti ile ilgili uygarlığı anlatan Selçuklu kenti mimarisi, sanatı, giysilerini anlatan müze, diğer bölümde ise hastalara uygulanan su ve ses terapisini ışık ve ses efektleriyle yeniden canlandırılan şifahane odaları. Müze içerisinde sergilenen Selçuklu ve yakın dönemine eserlerinin yanı sıra, etkileşimli ve teknolojik görsellik içeren alanlar dikkat çekici. Böylece ziyaretçiler; dinleyerek, deneyerek, uygulayarak ve teknolojik aletleri kullanarak Selçuklu Medeniyeti hakkında bilgiler alıyor. Üstelik giriş ücretleri çok uygun: Genel ziyaretçi 2tl. Öğrenci 1tl.
AVGUNLU MEDRESESİ VE TÜRBESİ KIVILCIM KAFE
Gevher Nesibe Medresesi Selçuklu Uygarlığı Müzesi ile birlikte Kayseri Merkez Mimar Sinan Parkı içerisinde yer alan Avgunlu Medresesi, eskiden Kayseri’de yüksek seviyede olan yer altı suyunun yapıya ait türbenin alt katında kaynak oluşturması sebebiyle su kaynağı anlamına gelen bu kelimeden almıştır.
Zamanla restore edilmiş ve kapatılarak içerisi kitapçı ve kafeye dönüştürülmüştür. Kapısından içeri girdiğiniz andan itibaren yüksek tavanları ve kuş sesleriyle sizi kendisine çeken Avgunlu Medresesi’nde kitap raflarının içerisinde kendiniz kaybedebilir ya da üst katında çay molası verebilirsiniz.
Zamanının Konya Valisi Ahmed Paşa tarafından 16. yüzyılda Mimar Sinan’a yaptırılan, tek minareli ve revaklı yapının asıl ismi Hacı Ahmed Paşa Camii olmasına rağmen kurşun kaplama kubbesinden dolayı halk arasında ismi Kurşunlu Cami olarak anılmaktadır. İç süslemeleri, minberi ve avluda sekiz sütuna basan sivri kemerlerin taşıdığı kubbeli şadırvanı ile dikkat çekmektedir. Klasik Osmanlı dönemi mimari eseri olan Kurşunlu Cami, kalem nakışları ve süslemeleri bakımından Mimar Sinan’ın günümüze kazandırdığı Kayseri’nin en güzel camilerinden biridir.
Hazır Kayseri Meydanı’na bu kadar yakınken Kurşunlu Cami’ye uğramadan geçmeyin deriz.
CUMHURİYET MEYDANI VE SAAT KULESİ
Kayseri’nin kalbi Saat Kulesi’ni ziyaret etmeden ‘Kayseri’yi gezdim’ derseniz yanılırsınız. Cumhuriyet Meydanı’nın merkezinde, kendisine Atatürk Heykeli ve tarihi Kayseri Kalesi’nin eşlik ettiği Saat Kulesi’nin tarihi 1906’ya dayanıyor. II. Abdülhamit’in emriyle Kayseri Mutasarrıfı Haydar Bey’in Desteğiyle Salih Usta’ya yaptırılmıştır. Milli Mücadele döneminde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Kayseri Şubesi olarak kullanılmıştır. Günümüzde bu kule, Kayseri Büyükşehir Belediyesince Kültürel ve Hediyelik Eşya Satış Ofisi olarak işletiliyor. Buradan Kayseri’ye dair anahtarlık, magnet, biblo, kartpostal, kupa gibi envai çeşit hatıra eşyası bulabilirsiniz.
Restorasyonu uzun yıllar alarak hem yerel halkı hem de turistleri oldukça merak içerisinde bırakan Kayseri Kalesi 2019 yılında kapılarını açtı. Romalılar’dan başlayarak Bizanslılar, Danişmentliler, Selçuklular, Dulkadiroğulları, Karamaoğulları ve Osmanlı’ya kadar birçok medeniyet gören Kayseri Kalesi yenilenen yüzüyle ziyaret edilmeye hazır durumda. Kaleden içeri girdiğinizde kocaman geniş bir alan sizi karşılıyor. Yeme- içmeden ibadete, kültürel geziye ve kütüphanesine kadar her şey var. Size tavsiyemiz, merdivenlerden indiğinizde karşınıza çıkan Arkeoloji Müzesi’ni güzelce gezin. Merdivenlerden çıkınca karşınıza sıra sıra dizili mini kafeler çıkacak. Dilediğiniz kafede oturup bol köpüklü Türk Kahvesi için ve turunuza kaldığınız yerden devam edin.
Osmanlı Dönemi 15. Yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen Kayseri Kapalı Çarşısı, İstanbul’da bulunan kapalı çarşıdan sonra büyüklük olarak ilk sırada yer alıyor. 1870 senesinde talihsiz bir haza sonucu yangında ağır hasar alıyor ancak Osman Paşa sayesinde taş malzemeleriyle onarılarak günümüzdeki şeklini alıyor.
Kayseri’de işlek ticari merkez konumunda olan Kayseri Kapalı Çarşısı, turistik eşyalardan ziyade yerel halkın ihtiyacına yönelik giyim, gıda, kuyumculuk gibi ihtiyaçlarına hizmet ediyor. Kayseri Kalesi’ni gezdikten sonra Kapalı Çarşı’nın kapısından içeri girerek mini tur yapabilirsiniz. Hareketli atmosferi ve esnafı oldukça misafirperverdir.
Kayseri Kalesi’nin tam karşısında bulunan Hunat Hatun külliyesi, I. Aleaddin Keykubat’ın eşi Mahperi Hatun tarafından 1238 yılında yaptırılmıştır. Selçuklu mimarisinin nadide örneklerinden olan Hunat Hatun Külliyesi, medrese, cami, hamam, kümbet ve çeşmeden oluşuyor. Kare olarak tasarlanmış avlusunu talebe odaları çevreliyor. Günümüzde ise talebe odalarını hediyelik eşya satan minik dükkanlar ve kitapçılar değerlendiriyor. Tarihi Kayseri Kalesi’ni ziyaret ettikten sonra karşı caddeye geçerek Selçuklu mimarisinden kalan şahane yapıyı ziyaret edebilirsiniz.
KAYSERİ LİSESİ MİLLİ MÜCADELE MÜZESİ
1893 yılında inşa edilen ve 1921’de Kurtuluş Savaşı’nda son sınıf öğrencilerini cepheye göndererek o yıl mezun veremeyen bir lise Kayseri Lisesi...
Yetiştirdiği onlarca öğrencinin ardından 2016 yılında restore edilerek Millî Mücadele Müzesi olarak ziyaretçilerine hazırlanmıştır. Millî mücadele dönemini yansıtan eserler ve savaşta kahramanca şehit olan öğrencilerinin hikayelerini müzede görmek mümkün. Giriş fiyatları oldukça makul. Dönemin hatırı sayılı öğrencileri bal mumu heykellerle canlandırılarak sizi geçmişe götürüyor. Ayrıca Müzeden girdikten sonra sol kısımda sizi karşılayan minik bir kafesi de mevcut. Müzeyi şöyle bir turladıktan sonra mistik havayı biraz daha solumak için çay molası verilmeye değer...
Eski Kayseri kültürünü günümüze taşıyan tarihi Kayseri evlerinin sıra sıra dizildiği Kayseri (Setönü) Mahallesi, taş işçiliği örneği, karakteristik, tarihi Kayseri evleri kısa bir süre öncesine kadar yıkık dökük harabe halindeyken belediyenin restorasyon çalışmalarıyla yeniden hayata döndürüldü. Şimdi, eski günlerdeki gibi işlek ve yaşayan bir yer. Kayseri’de mutlaka ama mutlaka görün diyeceğimiz yerlerden.
Mahallede yer alan konaklar ve evler, kurs merkezi olarak, konservatuvar, restoran, butik otel ve canlı müzik yapılabilecek mekanlar olarak değerlendiriliyor. Arnavut kaldırımlarını takip ettiğiniz andan itibaren geçmişe yolculuğa başlıyorsunuz. Tarihi işlemeli kapıları ve Kayseri Mahallesi’nin meydanı adeta görsel şölen yaratıyor. Yolunuz Kayseri Mahallesi’ne düşerse meydanında kafede oturup tatlı molası ya da nargile seviyorsanız nargile keyfi yapabilirsiniz.
Hz. Mevlana’nın hocası Seyid Burhanettin, 1235 ve 1244 yılları arasında Kayseri’de yaşamıştır. Zamanında gördüğü rüya üzerine Konya’ya giderek Mevlana’yı bulmuş ve bir yıl boyunca ders vermiştir. Sonrasında Kayseri’ye dönmüş ve Mevlana Hazretleri’ne 9 yıl boyunca hocalık yapmıştır. 1894 yılında Ankara Valisi Seyid Burhanettin’in mezarı üzerine türbe yaptırmıştır. Üç eyvanlı ve merkezi kubbeli türbenin girişi kuzey taraftadır. Kapı açıklığının üzerinde Ali Emiri tarafından yazılmış olan 1894 tarihli kitabeler görülmeye değer.